Kıdem tazminatı alacağı; işçinin, çalışmış olduğu süre zarfında işyerine vermiş olduğu emek ve hizmetlerinin karşılığı olan tazminat alacağıdır. İş Kanunu, işçi lehine yorumlanmakla birlikte işçi yasalarla koruma altına alınmıştır.
Günümüzde iş sahasında işçi tarafından hukuka aykırı hareket edilmesi, işverence işçinin alacak haklarının zedelenmesi gibi birçok farklı nedenler ile hak kayıpları meydana gelmektedir. İşbu yazımızda işçi, işçinin kıdem tazminatı hakkı, kıdem tazminatı alma şartları ve hangi hallerde alabileceği, kıdem tazminatında zamanaşımı, görevli ve yetkili mahkeme ve arabuluculuk aşaması incelenecektir.
Kıdem tazminatı alma şartları ve hangi hallerde alınabileceği hususlarından kısa bahsedilmiş olup daha ayrıntılı bilgi almak için linke tıklayabilirsiniz. İşçinin sahip olduğu farklı alacak kalemleri için diğer yazımızı inceleyebilir ve hukuki destek almak isterseniz tarafımıza ulaşabilirsiniz.
İşçi, 4857 sayılı İş Kanunu’na göre; geçerli yazılı veyahut sözlü bir iş akdi (sözleşme) ile gerçek veya tüzel kişiye yani işverenine bağlı olarak çalışan gerçek kişidir. İşçi, çalışmış olduğu süre zarfında belli şartların varlığı halinde işverenden; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücret alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı (UBGT), ücret alacağı, yıllık ücretli izin alacağı, hafta tatili ücret alacağı gibi birçok alacak hakkı kazanır.
İşçi, çalışma süresi boyunca işyerine vermiş olduğu emek ve hizmetlerinin karşılığında, işverence ödenmesi gereken, yasalarla güvence altına alınmış ve kanunda belirlenmiş olan şartların da varlığı halinde tazminat almaya hak kazanır. İşçinin almaya hak kazanmış olduğu bu toplu paraya ise kıdem tazminatı denir.
İşçinin kıdem tazminatı hakkı, iş sözleşmesinin feshi ile doğar. Kıdem tazminatı alacağı 1475 sayılı kanuna göre; işçinin, almış olduğu son ücreti üzerinden hesaplanır. Ancak son ücret 4857 sayılı kanuna göre; işçinin fiilen almış olduğu ücret değil kesinti yapılmadan hesaplanan brüt ücret olmalıdır. İşçinin almış olduğu brüt ücrete ek olarak; ikramiye, yemek, yol, odun-kömür yardımı gibi para ile ölçülebilen diğer verilerde eklenerek giydirilmiş ücret adı verilen miktar kıdem tazminatı hesabında esas alınmalıdır.
4857 sayılı ve 1475 sayılı İş Kanunu’na göre işçinin kıdem tazminatını alabilmesi için belirli şartların gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
İşçinin, işverenden kıdem tazminatı alabilmesi için kanunda belirli şartların varlığı öngörülmüş olup anılan şartların gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Buna göre;
4857 sayılı İş Kanunu Ek Madde 3’e göre; işçinin kıdem tazminatı alacak hakkı 5 yıllık zamanaşımına tabi tutulmuştur. Şöyle ki; işçi, iş sözleşmesinin fesih tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde işverene karşı kıdem tazminatı alacağı için dava açmalıdır. Aksi halde; 5 yıllık zaman diliminden sonra, işçinin açacağı işçilik alacaklarına ilişkin davada zamanaşımı itirazı ile karşı karşıya gelebilir.
İşçilik alacaklarına ilişkin görevli ve yetkili mahkeme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre belirlenmekte olup görevli mahkeme yasa gereğince İş Mahkemeleri, yetkili mahkeme ise işverenin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
İşçinin kıdem tazminatı alacak hakkı için dava açmadan evvel 7036 sayılı yasa gereğince önce arabuluculuk kurumuna başvurması zorunluluktur. Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabuluculuğa başvurmadan dava açılması, davanın usulden reddi sebeplerindendir.
İşçinin, yukarıda sayılan şartların gerçekleşmesi ile kıdem tazminatı hakkı hukuken meydana gelmekte ise de günümüzde işçi veya işveren tarafından usule uygun olmayan, hukuka aykırı tutum ve hareketleri nedeni ile birçok kez işçinin hak kaybına uğradığını, mağdur olduğunu görmekteyiz. Balyoz hukuk & Danışmanlık Bürosu olarak müvekkillerimize veya danışanlarımıza kişinin kendi olay örgüsüne ilişkin olarak bilgiler vermekte ve özenle çalışmaktayız.
Kıdem tazminatı alacağı detaylı, özenli çalışılması gereken konuların başında gelmektedir. Büromuz bu alanda özverili şekilde çalışmakta ve mağduriyetler oluşmadan müvekkillerimizin hakkını layığı ile savunmaya gayret ediyoruz.